Devlet Bahçeli’nin terörist başı Abdullah Öcalan için af dilemesinin üzerinden neredeyse 1 ay geçti. Bütün memleket işi gücü bıraktı, bütün sorunları bir kenara attı yalnızca bu konuya odaklandı. Erdoğan ise Bahçeli’nin yaptığı çıkıştan sonra rengini tam belli etmese de bir süre sonra Bahçeli’yi destekler açıklamalarda bulunmuştu. Erdoğan, Bahçeli’nin Öcalan çağrısı cumhur ittifakının ortak vizyonunu yansıtıyor dedi. Bunu bir kenara koyduk. Ortak vizyon nedir ne değildir yazının ilerisinde bakacağız. Sonra Kandil’e bir çağrı yaptı. Silahları gömdüğünüz anda önünüz açılır dedi. Ardından da ”Bahçeli gerçekten cesur ve ezberleri bozan bir teklif ortaya koymuştur. Biz de cumhurbaşkanı olarak siyasi, sosyal, bölgesel sonuçlarıyla birlikte tüm yönleriyle bu çağrıyı ele alıyoruz.” dedi. Yani Erdoğan şunu söylüyor, Bahçeli evet tarihsel bir çıkış yaptı kabul de, ama diyor ben aslında Bahçeli ile aynı fikirde değilim aynı düşüncede değilim. Bir kere bunun içerdeki yansımaları, çözülmesi gereken problemi var ama ben dışardaki uluslarası ilişkiler arenasının dengelerini de kolluyorum, konjonktürel olarak meseleleri ele alıyorum imajı veriyor. Erdoğan kısacası şu mesajı veriyor; Trump’ın koltuğuna oturmasını bekliyorum arkadaş. Trump bu konudaki niyetini belli etmeden ben sizi oyalayacağım arkadaş diyor. Ben burda çok net bir şey anlıyorum; o da şu, Bahçeli bir çıkış yaptı ama Erdoğan Bahçeli’ye içten içe katılmasa da onu kırmak ve ittifakı dağıtmak istemiyor dolayısıyla Devlet Bahçeli ile aynı fikri taşıyor imajı veriyor.
***
Türkiye’de klasik bir laf vardır. Türkiye’de bir erken seçim olacaksa bunu Devlet Bahçeli belirler. Bu çok nettir. AKP’nin iktidarda kalabilmesi için MHP’ye hayati derecede gereksinimi var. O yüzden Erdoğan lafları yuvarlayıp yuvarlayıp konuşuyor. ”Geçmişte silahları gömeceksiniz dedim. Silahları gömdüğünüz anda önünüz açılır. Silahları gömmezseniz bu devletin eli de sizin omzunuzda olacaktır. Terörle mücadelemiz son terörist ortadan kaldırılıncaya kadar devam edecektir.” diyen de aynı Erdoğan.
***
Savunma Bakanlığı 2023 yılının Ekim ayına kadar toplamda 70 bin teröristin öldürüldüğüne dair bir açıklama yaptı ardından Genelkurmay Başkanlığı da bu açıklamayı destekledi. Tabi daha önceleri eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, içerde terörist kalmadı ayakkabı numaralarına kadar biliyoruz diye bir palavra sallamıştı. Genelkurmay da Irak’ta kilidi kapattık dedi. Bu açıklamalardan şu minvalde bir sonuç çıkıyor terör bitti! Tamam arkadaş peki terör bitti bitmesine o zaman bu Bahçeli’nin açıklamaları AKP iktidarının terör bitti tezini çürütmüyor mu? Bence çürütüyor. Erdoğan bu noktada elini açık etmiyor. Trump’ın gelip ABD başkanlık koltuğuna oturup makama geçmesini bekliyor. Erdoğan tüm hamlesini buna göre şekillendirip oyunu Trump’ın niyetine göre kuracak.
***
Ortada bir süreç var mı? Bilemem. Kendi adıma konuşayım, ben ortada bir süreç müreç görmemekteyim. Ama ortada çırıl çıplak gördüğümüz bir kayyım cumhuriyeti var. Erdoğan eliyle Türkiye bir kayyım cumhuriyeti haline getiriliyor. Erdoğan’ın 2002-2007 yılları arasında dilinden düşürmediği bir laf vardı. ”Ülkeyi seçilmişler yönetecek, atanmışlar değil.” Ama zaman içerisinde seçimlerde sürekli olarak oy kaybı yaşadıkları için ortaya şöyle bir sonuç çıktı; seçilmişlerle değil bizim atadıklarımızla ülke yönetilecek algısı oluşturuldu. Yönetilsin bakalım nereye kadar gidecek bu iş. Varsın yönetilsin. Bir taraftan terörist başı bebek katilini merkeze koydular, diğer taraftan da Selahattin Demirtaş’ı devre dışı bırakmaya yeltendiler. Selahattin Demirtaş’ın ”seni başkan yaptırmayacağım” lafını Erdoğan hâlâ unutmamış ve intikamını alıyor. Bahçeli’ye tekrar geri dönelim. MHP tarafında planın bir parçası olarak şu düşünülüyor, ”Biz işin odağına Apo’yu koyalım, buna da diyelim ki sen acaba mapusta çürüyüp gitmek mi istersin yoksa ordan dışarı mı çıkmak istersin. Geride kalan sayılı ömrünü dışarda mı tamamlamak istersin?” Eğer Apo ikinci seçeneği seçerse o zaman MHP diyecek ki arkadaş sen o halde Kandil ve DEM Parti üzerine bir ambargo getir, onlara ver talimatını kendilerini tasfiye etsinler, etmiyorlarsa da DEM Parti Cumhur İttifakı’nın mecliste aldığı tüm kararları destekle ve talimatlarına uy! İşte istek plan strateji bu. Bakın döndük dolandık yine Anayasa’ya çıktık. Arzu edilen şey budur. Bir Anayasa uğruna yâ Rab ne güneşler batıyor!
